Vücudunuz hareket etmek için tasarlanmıştır. Hamileliği fiziksel aktivite ve spor için uygunsuz bir dönem olarak görmemelisiniz. Elbette doğru sporları doğru şekilde yaptığınız müddetçe…
Hareket etmek için dört geçerli neden
Hepimiz hamileliğin bir hastalık olmadığını ve sağlıklı olmanın fiziksel aktiviteyle yakından ilgili olduğunu biliyoruz. Ancak canınız istemediği veya kendinizi çok yorgun hissettiğiniz için kısa süre içerisinde hareketsiz bir yaşam tarzına kaymaya başlayabilirsiniz... Bu iyi bir şey değil, zira sağlıklı kalmanın ve bebeğinizin gelişimini destekleyip doğumu kolaylaştırmanın yolu hareket etmekten geçer.
1. Daha az kilo, daha az diyabet ve tansiyon riski demektir.
Hamilelikte alınabilecek maksimum kilo kadından kadına değişkenlik gösterse de aşırı kilo almamalısınız. Her gün yalnızca 30 dakika yürümek formda kalmanın kolay bir yoludur ve gebeliğe bağlı diyabet ve yüksek tansiyon riskini azaltır.
2. Sağlıklı kan dolaşımı, sağlıklı kalp demektir.
Hamileliğe bağlı kilo alımı ve hormonal değişiklikler damar genişlemesine neden olur. Daha çok hareket etmek dokulara giden oksijen miktarını arttırır, damar yüzeylerini güçlendirir ve böylelikle dolaşım sistemi desteklenmiş olur ve kan durgunluğu engellenir böylece kalp sağlığınız korunmuş olur. Düzenli şekilde efor sarf etmek kalbinizi güçlendirerek doğum gibi yoğun çaba gerektiren durumlara daha iyi cevap vermesini sağlar.
3. Daha az stres ve daha az yorgunluk demektir.
Endorfin (mutluluk hormonu) salgılanmasını teşvik eden spor, stresle başa çıkmanın ve sağlıklı şekilde yorulmanın en iyi yoludur. Rahatlamanıza yardımcı olur, dayanıklılığınızı arttırır ve daha iyi uyumanızı sağlar... Bunların hepsi hem hamilelikte hem de doğumdan sonra toparlanmanıza yardımcı olan unsurlardır.
4. Sırt ağrısını unutun, sindirim sisteminizi destekleyin.
Fiziksel aktivite, doğal olarak duruşunuzu destekleyen kaslarla karın kaslarınızı geliştirir ve bu, bebeğin gelişimiyle ortaya çıkan sırt ağrısını önler. Fiziksel aktivitelerin arttırılmasıyla bu kaslar bağırsakların çalışmasını da teşvik ederek hamilelik esnasında yaygın olarak gözlemlenen kabızlık ve şişkinlik gibi sorunları ortadan kaldırır. Doğru spor aktivitelerini seçin Spor yapmak iyidir. Ancak hamilelik, boks ya da sörfe başlamak için ideal bir dönem değildir! Bu dönemde vücudunuzu zorlamayan ve en az 30 dakika boyunca sürdürülen dayanıklılık sporlarını tercih edin.
Doğru spor aktiviteleri:
Öncelikle tabii ki yürüyüş! Ayrıca ağırlığınızı destekleyen ve eklemlerinize baskı yapmayan sporları da tercih edebilirsiniz. Hamileliğin beşinci ayına kadar, orta hızda ve düz zeminde bisiklet, su jimnastiği ve yüzme (özellikle bel ve sırt ağrılarını önlemek için sırtüstü yüzme). Yoga ve hafif jimnastik egzersizleri de hamilelere tavsiye edilen sporlar arasındadır, ancak karmaşık duruşlardan kaçınmak için tercihen anne adaylarıyla çalışmaya alışkın bir eğitmen bulmalısınız.
Aklınızdan çıkarmanız gereken spor aktiviteleri: Tüm riskli (dağcılık, dalma vb.) ve ani hareketler yapmanıza neden olan (tenis, squash, voleybol vb.) sporlar.
Spor öncesi için dört ipucu
Hangi spor aktivitesini seçerseniz seçin amacınız şampiyonluğa oynamak değil, dokuz aylık hamileliğinizi rahat bir şekilde geçirmenize yardımcı olmak. Ne kendinizi cezalandırmalı ne de sakatlanmalısınız. Ayrıca son üçüncü aydan itibaren aktivitelerinizi sınırlandırmalısınız.
1. Doktor onayı olmalıdır. Spor aktivitelerine başlamadan veya devam etmeden önce doktorunuzdan kesinlikle onay almanız gerekir. Ayrıca, çarpıntı, bulantı, baş dönmesi, olağandışı ağrılar, kan kaybı ve benzeri durumlarda da doktorunuza danışmalısınız.
2. Vücudunuza kulak verin. En iyi gösterge odur. Yorulmaya başladığınızda kendinizi on metre daha yüzmek için zorlamayın. Eğer eklemleriniz yorulduysa veya dizleriniz titriyorsa durun. Tendon ve bağlarınız hamilelik esnasında aşırı esnekleşir ve bu durum burkulma riskini arttırır.
3. Doğru ekipman kullanın. Destek sağlaması için uygun bir sütyen, kaymaz spor ayakkabısı vb. kıyafetler alın.
4. Beslenme alışkanlıklarınızı değiştirin. Fiziksel aktiviteye bağlı olarak artan su ve mineral tuzu kayıplarını gidermek üzere düzenli ve yeterli sıvı tüketin (yoksa kramp gibi pek çok sorunla karşılaşabilirsiniz). Ayrıca hipoglisemi (düşük kan şekeri) riskini önlemek ve besin depolarınızı hızlıca yenilemek için antrenman öncesinde ve sonrasında yemek üzere yanınıza atıştırmalık bir şeyler alın.