Babanın Çocuk Bakımındaki Rolü ve Önemi
Çocuğun gelişiminde babalar çeşitli sorumluluklar alırlar ve bu rollerini farklı şekillerde yerine getirirler. Araştırmalar babaların çocukla zaman geçirmek ve oyun konusunda daha fazla, bakım alanında ise daha az sorumluluk üstlendiklerini gösteriyor.
Bu yazıda, “bakım” alanını ve bakım vermenin babaya, aileye ve çocuğa olan etkilerini ele alacağız.
Peki “bakım”dan ne anlıyoruz? Çocuğa bakmak ne demek?
Günlük dilde “çocuğa bakmak”tan; beslenme, tuvalet, uyku ve güvenlik gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasını anlayabiliriz. Özellikle babanın çocuğa bakmasından ise anne meşgulken, hasta veya olmadığı zamanlarda babanın çocukla geçici bir süre ilgilenmesi anlaşılabiliyor. “Çocuğa biraz bakar mısın, biraz oyna, oyala” gibi.
Bakım; beslenme, tuvalet, temizlik, temiz kıyafetler, uyku, sağlık gibi çocuğun fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanmasının yanında, oyun oynamak, sohbet etmek, ilgi ve yeteneklerine göre gelişimini destekleyecek ortam sağlamak, etkinlik okul gibi öğrenme ortamlarında yanında olmak, arkadaş ilişkileri gibi sosyal çevresiyle uyumunu desteklemek, duygusal ihtiyaçlarını gözetmek ve paylaşmak gibi birçok alanı kapsar.
Bakım konusunda bu liste uzar gider. Hele bir de çocuğun yaşam alanı olan ev içi ve ev dışı ortak yaşam alanlarının sorumluluklarını düşününce sorumluluklar listesi daha da artar.
“Müjde, çocuğumuz olacak. Baba oluyorsun.”
“Baba olmak!”
Ne demek?
Baba olmak heyecan verici, merak uyandırıcı olduğu kadar, kaygı verici de olabilir. Çoğu baba, bu soruyu kendisine sorma fırsatı bulamadan baba olduğunu söylüyor. Baba olarak bu sürece alışmak zaman alsa da en çok zorlanılan alanlar genelde nasıl bakım vereceğini bilememek oluyor. Ya şimdiye kadar ev içi işler dahil bu sürece hiç dahil olmamış olmak, ya da doğumdan itibaren çocuğun çevresinde oluşan kalabalığın içinde kendisine bir yer bulamamış olmak babanın bakım alanına dahil olmamasına neden olabiliyor.
Michael Lamb 3 alt boyutlu bir “baba katılımı” sınıflandırması yapıyor.
- Ulaşılabilirlik boyutunda çocuk babasının varlığını bilir. Baba çocuk için ulaşılabilirdir. Yani hem çocuğun fiziksel olarak yakınındadır, günlerce saatlerce uzakta değildir. Hem de çocuk onun kendisini dinleyeceğini anlayacağını bilir. Yani duygusal olarak da ulaşılabilirdir. Onunla zaman geçirir, onu dinler.
- Etkileşim alt boyutunda, çocuk babasıyla zaman geçirir. Geçirilen zaman da etkileşim vardır. Birebir kitap okuma, oyun oynama, yemeğini yedirme gibi aktivitelerle aktif iletişim içerisindedir.
- Sorumluluk alt boyutunda ise baba çocuğunun ihtiyaçları için sorumluluk alır. Anneye destek olan değil, annenin yönlendirmesi ile değil kendisinin aktif sorumluluk almasıdır.
Sorumluluk alt boyutu babaya “ortak ebeveynlik” rolü de sağlar. Babanın varlığı, sıcaklığı, çocuğuyla ortak vakit geçirmesi gibi katılım aktivitelerini kapsayan baba katılımı, çocukların akademik, bilişsel ve sosyo-duygusal gelişimleriyle doğrudan ilişkilidir.
Şimdi babanın katılımının etkilerini inceleyelim.
Babanın Katılımının Çocuğun Gelişimine Etkileri
Babanın katılımı çocuğun yaşamında fark yaratır. Bu sonucu yaratan etkenler bağlamında üç faktör öne çıkıyor.
- Birincisi, ebeveynler cinsiyete dayalı kalıplaşmış roller yerine eşit roller üstlendiğinde, çocukları da erkek ve kadın rollerine ilişkin daha az cinsiyete dayalı kalıplaşmış tutumlara sahip oluyorlar.
- İkincisi, özellikle bilişsel yeterlilik alanında, bu çocuklar tek ebeveyn yerine iki ebeveyne sahip olmaktan fayda görürler. Bu onlara, farklı davranış tarzlarına sahip insanlarla etkileşimden kaynaklanan uyaran çeşitliliğini sağlar.
- Üçüncüsü, bu çocukların büyüdüğü aile bağlamıyla ilgili. Hem çocuk için hem de her iki ebeveyn için destekleyici, ödüllendirici ve tatmin edici bir ortamın oluşması mümkün hale geliyor.
Babalar; davranışları, tutumları ve aktardıkları mesajlarla çocuklarını doğrudan etkilerler. Altını değiştiren, yemeğini yediren, ödevine, etkinliğine yardım eden baba doğrudan “seninle ilgileniyorum, seni önemsiyorum” mesajı verir ve aralarındaki duygusal bağın doğrudan olumlu etkilenmesini sağlar.
Bir taraftan da babalar hem ev işlerinin tamamında hem de çocuğun tüm ihtiyaçlarını karşılamada sorumluluk alarak bu rollerin kadına veya erkeğe ait ayrı ayrı roller olmadığı, eşit paylaşılması gerektiği mesajını vermiş olur ve çocuğuna örnek olur.
Duygusal bağın güçlenmesi ve sosyal becerilerin gelişmesi
Babanın çocuk bakımına aktif katılımı, çocukla baba arasında güçlü bir duygusal bağ kurulmasına önemli ölçüde katkı sağlar. Çocuğun yaşamının erken dönemlerinden itibaren babanın varlığı ve ilgisi, çocukların güven duygusunun gelişmesine, kendilerini değerli hissetmelerine ve duygusal olarak dengeli bireyler olarak büyümelerine yardımcı olur.
Babasıyla vakit geçiren, onun tarafından sevildiğini ve değer verildiğini hisseden çocuklar, kendilerini daha güvende hissederler. Bu güven duygusu, çocukların dünyayı keşfetmelerine, yeni deneyimlere açık olmalarına ve sosyal ilişkiler kurmalarına yardımcı olur. Babaların çocuklarıyla kurdukları yakın ilişki, empati ve duygusal zekanın gelişiminde de önemli bir rol oynar. Babasıyla duygusal paylaşımlar yaşayan çocuklar, başkalarının duygularını anlamada ve empati kurmada daha başarılı olurlar. Bu, onların sosyal becerilerini geliştirir ve daha sağlıklı ilişkiler kurmalarına yardımcı olur. Zorluklar karşısında babalarının desteğini hisseden çocuklar, stresle başa çıkmada ve duygusal dengeyi korumada daha başarılı olurlar. Bu, yaşam boyu sürecek bir duygusal dayanıklılık sağlar ve çocukların gelecekte karşılaşacakları zorluklara karşı daha hazırlıklı olmalarına yardımcı olur.
Babanın Katılımının Babaya Etkileri
Baba-çocuk ilişkisinin derinleşmesi
Çocukla yakınlaştığımız en özel anlardan birisi de ona bakım vermek. Çocukla ilişki ve iletişim doğum öncesinden itibaren kurulmaya başlar. Babanın çocuğunu tanıması ve ihtiyaçlarını anlaması için onunla zaman geçirmesi gerekir. Çalışmalar, babaların erken dönemde bakım sürecine dahil olmasıyla babalık rolünü daha kolay benimsemesine yardımcı olduğunu gösteriyor.
Oyun oynamak, etkinlik yapmak zaman geçirmenin önemli bir aracı olsa da asıl görünmez olan ve duygusal bağın oluşmasına katkıda bulunan zaman geçirme biçimi çocuğun bakımına katılmaktır. Bir alt değiştirme veya yemek yedirme sahnesini düşünün. Acıktığını veya bezinin değişmesi gerektiğini fark etmeniz için onun yanında olmanız ve onun ağlaması veya huysuzlanmasından yola çıkarak ihtiyacını anlamanız gerekir. Bu işaretleri okumak için bile onun kullandığı dili tanıyor olmalısınız. Bu aşamadan sonra yemeğini hazırlamak, o sırada onu sakinleştirmek, yemeğini yedirirken onunla etkileşim kurmak aranızdaki bağın derinleşmesi için çok özel fırsatlar sunar. Dolayısı ile bakım vermenin en büyük katkısı, baba ile çocuk arasındaki ilişkinin derinleşmesine katkıda bulunmasıdır.
Babanın kişisel tatmini ve mutluluğu
Bir taraftan da baba, çocuğuyla zaman geçirdiği için rahatlar kendisini çok daha huzurlu ve dinlenmiş hisseder. Bu anlar çoğu babanın özlediği ve bir an önce yaşamak istediği sahnelere dönüşür. Bu tatmin genel olarak babanın daha sakin ve dingin bir ruh haline geçmesine katkıda bulunur. Bu ruh halinin hem anneyle ilişkisine hem de iş ve sosyal yaşamına olumlu katkısı olur.
Babanın Katılımının Aile Dinamiklerine Etkileri
Eşler arası iş bölümü ve eşitlik
Ev, aslında orta ölçekli bir işletme gibidir. Evdeki yaşamı organize etmek başlı başına bir “İş”tir. Bu iş çoğu zaman görünmezdir. Kendiliğinden oluyor yanılgısına kolayca düşülebilir. Bu işlerin organizasyonu ve yapılması için eşlerin hatta tüm aile bireylerinin sorumluluk alması tüm aile üyelerinin bireysel olarak iyilik halleri ve mutluluğu için gereklidir. Bazen bazı roller bazı aile üyelerinin üzerine yapışır. Sorumluluk sadece o üyededir ve ondan beklenir. Bu bir taraftan sorumluluk alan/almak durumunda kalan kişinin tükenmişlik yaşamasına diğer taraftan da diğer aile üyelerinin o konuda hiç beceri geliştirememesine neden olur. Bu döngü çoğunlukla bazılarının aleyhine işler.
İşler ve roller için ortak sorumluluk almak eşler arasında eşitlik algısının oluşmasına ve kendilerini önemli ve değerli hissetmelerine katkıda bulunur. İşlerin sadece ebeveynler arasında eşit dağılmasının yanında çocukların da sorumluluk alabilecekleri oldukça fazla alanlar vardır. Kendi odalarının sorumluluğu dışında ortak alanların kullanımı ve işleyişi ile ilgili sorumluluk alabilirler. Burada dikkat edilmesi gereken çocukların üstlenebilecekleri sorumlulukların cinsiyetlerine göre değil, yaşlarına ve gelişim dönemlerine uygun sorumluluklar olmasıdır.
Baba katılımı ve anneye olan etkisi
Baba katılımının anneye ve aile içinde olumlu etkilerini gösteren bazı araştırma sonuçları yer almaktadır. Aşağıda, bazı sonuçları listeledik.
- Ebeveynlerin çocuk bakımında birlikte rol alması, eşler arasında yaşanan stresi azaltır, psikolojik doyumu yükseltir ve evliliğe ilişkin olumlu duyguları artırır. Ev işine ve çocuk bakımına daha fazla katkıda bulunan babalar, daha az katkıda bulunan babalara göre daha düşük boşanma riski yaşamaktalar.
- Babalarıyla güçlü duygusal bağ kuran çocuklar, ailelerine daha bağlı hissederler. Bu bağlılık, aile içindeki iletişimi ve iş birliğini artırır, aile üyeleri arasındaki ilişkilerin daha sağlıklı ve güçlü olmasını sağlar.
- Babanın çocuk bakımında rol alması ile annenin günlük yaşantısında ve çocuk bakımıyla ilgili olan korku ve kaygılarının azaldığı belirlenmiştir.
- Bir araştırmada, babaların bebek bakımına katılmasıyla annelerin sigara tüketiminin azaldığı tespit edilmiştir. Tayvan'da yapılan bir araştırmada, doğumdan 1 ay sonra eşleri tarafından desteklenen annelerin doğum sonrası depresyon riskinin 4 kat daha düşük olduğunu ortaya konmuştur.
- Babanın katılımının artması, annenin çalışma hayatına dönmesini kolaylaştırmakta, annenin bakım ve çalışma yükünü hafifletmekte, kariyerinde ilerleme imkanı vermekte ve diğer sosyal etkinliklere katılma fırsatı sunmaktadır. Dolayısıyla annenin doğum sonu psikolojik rahatsızlıkları yaşama olasılığını azaltmaktadır.
Babalık ve Çocuk Bakımı Üzerine Toplumsal Engeller
Cinsiyetçi kalıplar, önyargılar ve toplumsal cinsiyet rolleri
Toplumda köklü bir şekilde yerleşmiş olan toplumsal cinsiyet kalıpları ve önyargılar, babaların ev içi sorumluluklara ve çocuk bakımına katılımını zorlaştıran önemli engeller arasında yer alır. Geleneksel olarak, ev içi işlerin ve çocuk bakımının kadınlara özgü bir görev olduğu düşünülmekte ve babaların bu alanda aktif rol alması garip karşılanabilmektedir. Bu önyargılar, toplumsal baskılar ve çevrenin eleştirileri, babaların çocuk bakımında aktif rol almalarını engelleyebilir.
İş ve özel yaşam dengesinde sorunlar
Babaların karşılaştığı bir diğer büyük zorluk ise iş ve aile hayatı arasındaki dengeyi sağlamaktır. Birçok baba, ailelerinin maddi ihtiyaçlarını karşılamak için uzun saatler çalışmak zorunda kalmakta ve bu da çocuklarıyla yeterince vakit geçirmelerinin önüne geçmektedir. İş yerindeki beklentiler ve yoğun çalışma temposu, babaların aileleriyle kaliteli zaman geçirmelerini zorlaştırabilir. Ayrıca, bazı iş yerlerinde esnek çalışma saatleri ve babalık izni gibi aile dostu politikaların eksikliği, babaların çocuk bakımına katılımını daha da zorlaştırmaktadır.
Toplumsal engeller
Çevrenizde çocuğuyla ve ev işleriyle ilgili sorumluluk üstlenen baba sayısının az olduğunu gözlemleyebilirsiniz. Çoğu baba ya bu işlerden annenin/kadının sorumlu olduğunu düşündüğü için sorumluluk almıyor ya da bazıları sorumluluk alsa da “eleştirilirim” kaygısı ile çevresiyle paylaşmamayı tercih edebilmektedir. “Mahalle baskısı” olarak da nitelendirilen bu durum, babaların sorumluluk üstlenmesi konusunda bir engel olarak karşılarına çıkmaktadır.
Babalık rolünün değişen tanımı
Geçmişte, babalık rolü genellikle ailedeki ekmek kazanan kişi olarak tanımlanırdı. Artık babalar, annelerle birlikte ev içi sorumlulukları daha fazla paylaşmakta ve çocuk bakımına daha aktif olarak katılmaktadır. Bu değişim, babaların sadece ekonomik sağlayıcılar olmaktan çıkıp, çocuklarının duygusal ve sosyal gelişiminde de önemli bir rol üstlenmelerini sağlamaktadır. Bu anlayış, babaların duygusal destek sağlama, çocuklarıyla kaliteli zaman geçirme ve onların eğitimine aktif olarak katılma gibi roller üstlenmelerini teşvik etmektedir.
Babanın Katılımını Artırmak İçin Yöntemler
Babalık izni ve esnek çalışma saatleri
Babanın çocuğun bakım ve gelişim sürecine katılmasının önündeki en büyük engellerden birisi, babanın ev dışında geçirdiği zamanın fazla olmasıdır. Çalışma saatlerinin uzunluğu ve belirsizliği babanın ev içinde geçirdiği zamanın ve niteliğinin azalmasına neden olabiliyor.
Kanun ve yönetmeliklerle birlikte kurumsal uygulamalar, babaların babalık rollerini yerine getirecek ve becerilerini destekleyecek izin ve eğitim süreçlerini kapsayacak nitelikte değiller. Çoğu baba bebeği doğduğunda, babalık izni alabileceğini bilmiyor, bilse bile alamıyor. Babalık izin süresinin uzatılması, babalık izni süresince babanın alacağı rollerle ilgili desteklenmesi gerekiyor. Günümüzde babanın çocuk için rolü ve önemini anlayan birçok özel sektör kuruluşu mevcut babalık izninin dışında ya daha uzun ya da daha esnek izin uygulamaları başlatmış durumdalar. Babalık izni dışında, babaların yoğun olduğu iş yerlerinde kreş açılması, kurumsal eğitimlerin içerisine babalık rollerinin destekleneceği eğitimlerin eklenmesi gibi politika değişimleri de görmeye başlıyoruz.
Babalar için destek grupları ve eğitim programları
Bir taraftan babaların, babalık bilgi ve becerileri konusunda desteklere de ihtiyaçları var. Çocuk sahibi olmaya karar verme sürecinden, çocuğun gelişimindeki farklı yaşlarda farklı sorumlulukları üstlenmeye kadar babaların eğitimsel desteğe ihtiyacı var. Belediyeler, sağlık kuruluşları, okullar, özel sektör kuruluşları ve sivil toplum örgütlerine bu konuda sorumluluklar düşüyor. Artık dünyada ve ülkemizde; “Babalığın eğitimi mi olurmuş” “Babalar, ancak para konusu olunca akla gelir” gibi önyargıları değiştirecek çok fazla uygulamalar var. Bu destek sistemleri konusunda, kurumlar sorumluluk alabileceği gibi, babalar da talepte bulunabilirler.
Öneriler
- Babalar bazen bir bebeğin aileye getireceği değişimi fark edemeyebilirler. Bazı erkekler sanki hiçbir şey gerçekten farklı değilmiş gibi hayatlarına devam etmeye çalışırlar fakat bu o kadar kolay olmaz. Bebek sahibi olduktan sonra çoğu ebeveyn; daha az uyuduğunu, daha çok paraya ihtiyaç olduğunu, ebeveynlik hakkında öğrenmesi gereken çok şey olduğunu fark etmeye başlar. Bu değişim için çocuğunuzun doğmasını beklemeyin. Çocuk sahibi olmaya karar verdiğinizde siz de bu konu hakkında düşünmeye, konuşmaya araştırmaya başlarsanız, sizi nelerin beklediğini biraz da olsa öngörebilirsiniz.
- Bebeğinizle yakından ilgilenmeniz biraz zaman alabilir. Kucağınıza nasıl alacağınızı, altını nasıl değiştireceğinizi, katı gıdaya ne zaman ve nasıl geçileceğini bilmek için araştırmanız, sormanız denemeler yapmanız gerekecektir. İlk denemelerinizde zorlanabilirsiniz. Acele etmeyin, deneyin. Denedikçe kendi yöntemlerinizi geliştireceksiniz, çocuğunuzla bağınız arttıkça onun bakımını üstelenmek için sabırsızlanacaksınız.
- Artık bir bebeğiniz var. Bunu bilmek ve kabullenmek sizin günlük hayatınızda bazı düzenlemeler yapmanızı da gerektirecek. Kendi işiniz veya bir çalışansanız çocuğunuz ve ailenizle en etkili ve verimli geçirecek bir zaman planını yapmaya ihtiyacınız var.
- Çoğu baba, babalık izni alabileceğini ve kullanabileceğini bilmiyor. Bilseler bile ya işle ilgili kaygılar ya da evde çocukla ne yapacağını bilememek gibi nedenlerle babalık izni kullanmıyor. Doğum anı ve sonrası; bebek, anne ve sizin için zor olduğu kadar en özel anlar. Bu anlar da bu üçlünün yan yana olması, dayanışması, zamanı birlikte geçirmesi hayat boyu kurulacak bağ için ilk fırsatlar.
- Son zamanlarda anneler kadar babaların da doğum sonrası depresyondan muzdarip olabileceği biliniyor, ancak bu çoğu zaman fark edilmiyor. Aslında yeni bir bebeğin doğumu bazı açılardan baba için anneden çok daha zorlu olabilir. Herkes yeni annenin bebekle meşgul olmasını bekler, ancak baba özellikle bebeğin bakımıyla ilgilenmiyorsa kendini işe yaramaz ve gereksiz hissedebilir.
- Yeni durumla başa çıkmakta zorlanıyorsanız konuşacak birini bulmanız önemlidir. Babalar partnerlerine nasıl hissettiklerini anlatabilir ancak aile dışından biriyle konuşmak da bazen daha kolay olabilir. Bilmediğiniz konularda, doktorunuz veya bir uzmandan bilgi alabilir, kaygılarınızı baba olan bir arkadaşınızla paylaşabilirsiniz.
- Çocuğun bakımını üstlenmek önemli bir paylaşım olsa da ev işlerinde de eşit sorumluluk üstlenmek gerekir. Bir erkek, bir baba olarak ev içi sorumluluklardan hangilerini ne kadar üstleniyorsunuz? Bu rollerin eşit dağılması bazı zamanlarda bu rollerin yer değiştirmesi için yapabileceklerinizi gözden geçirebilirsiniz. Unutmayın. Çocuğunuz sizi izliyor ve kendisi de gelecekte bu rolleri üstlenmek konusunda sizi örnek alacak.
- Bakıma katılmak konusunda, toplumsal yargılar kadar kendi kalıp yargılarımızı da gözden geçirmemiz gerektiği açık. Bu değişim için, babaların kendi aralarında konuşabilmeleri, deneyimli babalardan görüş almaları konunun konuşulabilir olması için önemli bir adım olabilir.
- Çocuklarınızı tanıyın. Her çocuk, anne babasının ilgisini ve varlığını arzular. Kendi büyük planlarımızın veya gerçekleşmemiş hayallerimizin aracıları olarak değil, benzersiz bireyler olarak kim olduklarını bilmenize ihtiyaçları vardır. Çocuklarınıza bakım vermenin en önemli yanı çocuklarınızın yaşamları hakkında uzmanlaşmaktır. Yüzlerindeki bir bakışın ne anlama geldiğini, onları uyutmanın en iyi yolunu, arkadaşlarının kim olduğunu, okulda ne yaptıklarını, onları neyin strese soktuğunu bilirsiniz. Ve onlara bakım vererek net bir şekilde şu mesajı vermiş olursunuz: zamanım, emeğim, ilgim ve sevgimle benim önceliğimsin.