Çocuklar ve müzik, gerçek bir aşk hikâyesidir. Bebekler doğmadan önce bile duydukları seslere duyarlıdır. Müzik onlar için küçük yaşlardan itibaren ve tüm gelişimleri boyunca bir neşe ve duyusal uyanış kaynağıdır. Ses dünyasının çocuğunuzun gelişimine olan faydalarını öğrenin!
Anne karnında işitme duyusunun gelişimi önemlidir. Bebeğiniz sizin karnınızdayken bile seslerin ve müziğin farkındadır. Hatta işitme duyusu, doğmamış çocuğunuzun en gelişmiş duyusudur. Hamileliğin 16. haftasından itibaren bebekler duydukları seslere tepki verir ve 30. haftada kulakları tamamen oluşmuş olur. Tercih ettikleri sesler; kalbinizin atışı, babalarının sesi veya sahilde dalgaların sesi gibi düşük frekanslı seslerdir. Elinizi karnına koyduğunuzda bebeğinizin bu sakinleştirici seslerle sallanıyormuş gibi hafifçe hareket ettiğini hissedebilirsiniz. Buna karşılık yüksek frekanslı sesler ve ani gürültüler bebeğinizi sıçratabilir. Müziğin onun üzerinde zaten bir etkisi vardır. Müzik dinlediğinizde bebeğiniz hareket etmeye başlar ve kalp atışları değişir. Bebeklerin usul melodileri tercih ettikleri ve özellikle de piyano sesini sevdikleri görülmüştür. Örneğin, Chopin’in noktürnlerinden veya Bach’ın prelüdlerinden birini deneyin!
Bebeğiniz doğumdan itibaren müziğe duyarlıdır. Hamileliğiniz boyunca sürekli olarak dinlediğiniz parçalar varsa bebeğinize onları tekrar dinletin. Bebeğiniz bu parçaları kolayca tanıyacak ve onlara ilgi gösterecektir. Bu şarkılar, bebeğiniz uyumakta sıkıntı çektiğinde veya sürekli ağladığında size çok yardımcı olacaktır.Tanıdık şarkıların rahatlatıcı etkisi pek çok çocukta görülebilir çünkü bu şarkılar, bebeklere doğumdan önce hissettikleri olumlu hisleri hatırlatarak onlara kendilerini güvende ve sakin hissettirir. Bebeğiniz küçük yaşlardan itibaren ona şarkı söylemenize bayılacaktır. Sesiniz çok güzel olmasa da onun küçük kulakları için sizin sesiniz eşsizdir! Çocuk şarkıları ve ninniler bebeğinizin dinleme becerisini, konsantrasyonunu, sanatsal anlayışını, dil öğrenme becerilerini ve daha pek çok becerisini harekete geçirecektir. Yani müzik, ikiniz arasında öğrenmenin ve duygusal gelişimin gerçek bir anahtarıdır.
Bebeğiniz büyüdükçe, müziğe olan ilgisi de artar. Dört-altı ay arasında bebeğinize zamanla sallamaktan (az çok) hoşlanacağı zilli çıngıraklar veya marakaslar verebilirsiniz. Biraz daha büyüdüğünde, sesli ve resimli kitaplar ve tuşlarına basılınca ses çıkaran oyuncaklar uygun olacaktır. Bebeğiniz yardım almadan dik oturabildiğinde, ona küçük enstrümanlar verebilirsiniz ve o geliştikçe daha karmaşık enstrümanlara geçebilirsiniz. Çalınması oldukça kolay olan davullar, marakaslar veya orglarla başlayın. Daha sonra bebeğiniz mızıka, gitar ve hatta ksilofon çalmayı bile deneyebilir. Her hâlükârda seslerle oynamayı ve uyumlu olduğunu düşündüğü sesleri yaratmayı çok sevecektir! Bu enstrümanlar ayrıca bebeğinize motor fonksiyonlarını, kulağını ve müzik kabiliyetini geliştirmesi için bir fırsat tanıyacaktır. Bebeğiniz tüm bu ses oyunlarından hoşlanırsa onu küçük yaşta bir müzik kursuna yazdırmayı düşünün. Genellikle bir yaşından büyük çocuklar için olan bu atölyeler, müzikle ilgili pek çok etkinlik sunar. Şarkı söyleme, dans etme, ses oyunları, enstrüman tanıma ve çalma, ritimle çalışma vb. Bunlar, gelecek vadeden müzisyenler için idealdir!