1 Yaş Sendromu Nedir, Ne Zaman Başlar?
Bebeklerin büyüme ve gelişme süreçleri içinde 1 yaş dönemi, hem fiziksel hem de duygusal açıdan önemli bir dönemi işaret eder. Bu dönemde bebekler, çevrelerini keşfetmeye başlarlar ve alışılmışın dışında davranışlar sergileyebilirler. İşte bu döneme "1 Yaş Sendromu" denir. Peki, bu sendromun belirtileri nelerdir ve ne zaman başlar? Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Latife Ceylan, "1 Yaş Sendromu" hakkında merak edilenleri anlattı!..
Özet
Bebeklerin gelişim sürecinde 1 yaş dönemi, fiziksel ve duygusal açıdan kritik bir evreyi temsil eder. Bu dönem, bebeklerin çevrelerini keşfetmeye başladığı, alışılmadık davranışlar sergilediği ve "1 Yaş Sendromu" olarak adlandırılan bir dönemi işaret eder. 1 Yaş Sendromu, bebeklerin kendilerini ifade etmekte zorlandığı, etraflarını merakla keşfettikleri ve bağımsızlık arayışına girdikleri bir evre olarak tanımlanabilir. Bu dönem, bebeklerin büyüme sürecinin başlangıcı olarak kabul edilir ve bazen 3-4 yaşa kadar devam edebilir. Bebekler, çevrelerindeki insanlarla ilişkilerini sorgularlar, bazı belirgin davranış değişiklikleri gösterirler. Örneğin, yabancıların dokunmasına izin vermezler, bez değiştirmeden hoşlanmazlar ve dil gelişimleri yavaşça ilerler. Ebeveynler, bu dönemi anlayışla karşılamalı ve bebeğin bağımsızlık ihtiyacını desteklemelidir. Rutinler oluşturarak, duygusal açlığı gidererek ve bebeğin kararlarına saygı göstererek bu dönemi daha kolay atlatmak mümkün olabilir. Ancak, bebeğin huzursuzluğu devam ederse, profesyonel destek almak önemlidir.
1 Yaş Sendromu Nedir?
1 yaş, çocukların büyüme döneminde, fiziksel ve duygusal olarak oldukça önemli bir gelişim basamağıdır. Bebeklerin 1 yaşına gelince alışılmışın dışında gösterdikleri tepkiler bütününe “1 yaş sendromu” denir. Bebek sosyal olarak ben merkezci bir ruh haline bürünmüştür. İsmine 1 yaş sendromu desek de başlangıç yaşını “bebeğin özgürce hareket edebilme yeteneğini fark ettiği an “olarak tanımlamak yanlış olmaz. Bitişi ise bazen 3-4 yaşa kadar uzayabilir. Kabaca, sosyalleştiği, kuralları ve oyun oynamayı öğrendiği, okul öncesi eğitimin başladığı dönem olarak tanımlayabiliriz.
1 Yaş Sendromu Belirtileri Nelerdir?
Etrafa karşı merak duygusu oldukça belirgindir. Sürekli keşif halindedir, her şeyin işleyişini sorgular. Çekmeceleri karıştırıp, tüm nesneleri tek tek inceler. Kendi kendine özgürce hareket edebilme yeteneği arttıkça büyüklerde gördüğü her hareketi yapabileceğini düşünür. Kendi oyuncaklarından çok, büyüklerin kullandığı eşyalara ilgi duyar. Haz dönemi devam ettiği için (oral dönem) etrafında ilgisini çeken her şeyi ağzına almak ister.
Özellikle 1,5 yaşa kadar bakım veren aile üyeleri ile bağımlı olmak bebeğe güç verip güvenli bağlanmayı sağlarken etrafında pervane olan, bakım veren herkes bebek için hedefe ulaşmakta bir araç haline gelmiştir. Bebek artık bağımsız olma ihtiyacını duyar.
Yabancıların ya da istemediği kişilerin kendisine dokunmasına izin vermez. O ana kadar güle oynaya geçen doktor kontrolleri, savaş haline dönüşebilir. Bez değiştirmeden hoşlanmaz. Şapka takmak, saç taratmak istemez. Uykusuzluktan ayakta duramıyorken uykuya geçmek için direnir. Huzursuzluk, ağlama atakları olabilir. İştahsızlık olabilir, bazen çok güzel yer, bazen her lokmayı reddeder. Eline geçen her şeyi fırlatabilir. Hayır kelimesinden hoşlanmaz. Sizin tepkilerinizi test etmeye çalışır. Bunun yanında dil gelişimi istek ve arzularına paralel gelişmediği için, kendini ifade etmekte zorlanır. Etrafında gördüğü kişilerin taklitine başlar, hayvan sesleri çıkarır. 18. Aya doğru kelimeleri de taklit etmeye başlar. 2 yaşa doğru yavaş yavaş 2 kelimeli cümleler kurmaya başlar.
▷ Okuma önerisi: 1 yaşındaki bebek gelişimi
Ebeveynlere Öneriler
Bağımsız olma ihtiyacı olan bebeğe saygı göstermeyip, her adımını engelleyip, kontrol etmeye çalışmak çatışma ve inatlaşmayı artırır. (Tıpkı ergenlik dönemi gibi) bu durum yıllar sonra kendi benliğini bulamamış, bağımlı ilişkiler kuran bir yetişkine dönmesine sebep olur.
Bebeğin özerk ve kendine güvenen bir insan olarak gelişmesi için, güvenli olduğu sürece, kendi bedeni ile ilgili kararlar O’na bırakılmalıdır. Örneğin doyduğu için yemeği reddiyorsa zorla yedirmeye çalışmak, bebeğin benlik algısını yok saymak olur ve öfke krizlerine neden olur. Eğer bebekle sık sık bu tarz iletişim kurulursa, öfke krizleri alışkanlığa ve zamanla karakter özelliğine dönüşür. Eğer öfkelenmekte haklı bir sebebi varsa, o durumu düzeltmek ve bebeğinizle fiziksel temasa geçmek rahatlatır.
Bebekler rutinleri sever ve kendilerini daha güvende hissederler. Rutin olarak beslenme saati, uyku saati, banyo zamanı, park zamanı, vs planlanırsa öfke nöbetine fırsat vermemiş olunur. Uygun bir ortam ve zaman ayarlayıp, özgürce enerjisini atabileceği aktiviteler planlanabilir. Reddetme ihtimali olan aktiviteler için O’na iki seçenek sunup ve aldığı karara saygı duymak önemlidir. Çok seçenek kafa karışıklığı ve kararsızlık yaratır ancak iki seçenek sunduğunuzda daha kolay karar verir ve kendi kararını uygulamanın hazzını yaşar. Bebeğinizin karnı açken ya da duygusal olarak açken daha hırçın ve öfkeli olacaktır. Bu nedenle gün içinde hem anne hem de baba ile kaliteli zaman geçirip duygusal açlığın giderilmesi için gerekli koşullar sağlanmalıdır.
Bütün bunlara rağmen halen bebeğinizi sakinleştirmek ve krizi yönetmekte zorlanıyorsanız, mutlaka çocuk doktorunuz, gerekirse bir çocuk psikiyatristinden destek almalısınız.
‘’İçerik bilgilendirme amaçlıdır, tedavi ya da tedaviye yönelik sağlık hizmeti bilgileri içermemektedir. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.’’