Bebeğinizin duyuları ilk 12 ayda kademeli olarak gelişmeye başlayacak ve bebeğiniz çevresindeki dünyayı yavaş yavaş keşfedecek. Bu yeni ortamında ilerleme kat edip kendisine güvenerek gelişmesi için onunla konuşmanız ve onunla oynamanız çok önemlidir.
Etkinlik fikirlerimizden ilham alarak bebeğinizle şefkatli ve eğlenceli anlar yaşayabilirsiniz!
Doğumdan itibaren ilk birkaç ayda bebek anneyle ten tene temas etmeye yoğun bir şekilde ihtiyaç duyar. Bebeğinize güven vermek için her gün birkaç dakika ayırarak onunla ten tene temas kurabilirsiniz. Sıcak bir odada bebeğinizi çıplak olarak (veya altında bezle) çıplak göğsünüze yaslayın ve üzerini yumuşak bir battaniyeyle kaplayın. Başını kalbinizin üzerine koyarak kalp atışlarınızı duymasını ve anne karnında geçirdiği zamanı hatırlamasını sağlayın. Günümüzde yeni doğan bebeğinizle ten tene temas kurmanın faydaları bilim insanları tarafından da yaygın olarak kabul edilmiştir. Bunun bebeğinizi ne kadar rahatlattığını ve sakinleştirdiğini kendiniz de göreceksiniz.
Doğumdan itibaren bebeğiniz kucağınızdayken onu hafifçe sallayarak ve usul bir sesle çocuk şarkıları ya da ninniler söyleyerek yürüyün. Bunun gibi düzenli hareketler yeni doğan bebekler üzerinde son derece sakinleştirici bir etkiye sahiptir. Bebeklere anne karnında yaşadıkları hafif sallantıları hatırlatır. Bebeğinizi ters çevirip karnını kolunuzun üzerine gelecek şekilde yerleştirerek ve bebeğinizi hafifçe sallayarak olası karın ağrılarını hafifletebilirsiniz.
3. aydan itibaren ise bebeğinizin karşısına oturun, yüzünüzü ona yaklaştırın ve kısa bir ıslık çalın. Bu alışılmadık ses bebeğinizi kesinlikle şaşırtacaktır. Islığı tekrarlayın, ancak bu kez daha uzun ve farklı bir ıslık çalın. Belirgin bir melodi çıkarana kadar defalarca ıslık çalın. Yetişkinlerin ağızlarıyla çıkardıkları sesler bebekleri büyüler. Bebekler ayrıca sizin ağız hareketlerinizi izlemeyi sever. Çocuğunuz dudaklarınızın hareketlerini takip ederek sizi taklit etmeye çalışabilir!
Aynı zamanda 3. aydan itibaren bebeğinize bir ayna verin ve kendi yansımasını incelemesine izin verin. O yaşta kendi yansımasına baktığını anlamayacaktır ancak karşısında gördüğü bebeğin yüzü merakını uyandıracaktır! Bunu düzenli olarak yapın ve bebeğinizin yanına oturarak yaptığınız komik suratları ve yüz ekşitme hareketlerini görmesini sağlayın. Bebeğiniz zamanla bu nesneye alışacak ve kendisinin annesinden bağımsız bir birey olduğunun farkına varacaktır.
6. aydan itibaren bebeğinizi rahatlayabileceği sıcak bir odada büyük bir yatağın veya yumuşak minderi üzerine altında bezle yatırın. Vücudundaki kıvrımları yani ayaklarını, bacaklarını, karın ve boyun bölgesini takip ederek çok usulca üfleyin. Bebeğiniz buna aldırış etmezse yüzüne üfleyerek devam edin. Yanaklarına, alnına, saçına ve kulaklarına üfleyin. Bu beklenmedik temas bebeğinize oldukça komik gelecek ve vücudunun sınırlarını fark etmesini sağlayacaktır. İlgisini kaybetmemesini sağlamak için nefesiniz yerine bir tüy kullanarak onu okşayabilirsiniz.
Ayrıca 6. aydan itibaren bebeğinizi her türlü insan sesi bebekleri büyüler. Bir tuvalet kâğıdı rulosu alın, bir ucunu çocuğunuzun kulağına yaslayın ve diğer ucundan bir şey fısıldayın ya da “ah”, “oo”, “uum” gibi rastgele sesler çıkarın. Bebeğiniz, sesinizin bu doğaçlama hoparlörden ne kadar derin geldiğine çok şaşıracaktır! Boş zamanlarında tuvalet kâğıdı rulosunu incelemesine izin verin. Ruloya agulamaya çalışabilir.
9. aydan itibaren bir sepet bulun ve içine farklı dokulara sahip, farklı sesler çıkaran birkaç eşya koyun. Örneğin, küçük bir zil, yarısı mercimekle dolu ağzı sıkıca kapalı bir kavanoz, küçük bir kaşık, bir marakas, çeşitli ahşap çıngıraklar, hışır hışır bir malzemeden yapılmış bir battaniye, küçük bir yağmur çubuğu, ağzı kapalı plastik bir şişe vb. Bebeğinize bu hazırladığınız hazine sandığını verin, içindeki tüm sürprizleri keşfetmesi için ona zaman tanıyın ve onunla her nesne hakkında konuşun. Bebeğinizde şaşkınlık uyandıracağı garanti!
9. aydan itibaren bebeğiniz ile onun görünme ve kaybolma kavramlarını anlamasını sağlayacak küçük oyunlar oynayın. Bir çorap ya da havlu ile küçük bir top ya da küp alın. Bu iki nesneyi de bebeğinize gösterin, ardından topu çorabın içinde kaybedin. Bebeğinize, “oyuncak nereye gitti?” diye sorun. Bir süre araması için bekleyin, oyuncağı kendi başına bulamazsa çorabın içinden çıkarın. Mucize mucize üstüne, oyuncak tekrar göründü ve onu çok keyiflendirdi! Bunu birkaç kez daha yapın.Tekrarlarsanız bebeğiniz bunu daha da komik bulacaktır.
9 aydan 1 yaşa kadar bebeğiniz konuşmayı öğrenmeden çok önce sesleri, özellikle de hayvanların çıkardığı sesleri taklit etmeyi öğrenebilir. Bebeğinize içine bildiği hayvanların resimleri olan resimli bir kitap verin. Kitabı beraber inceleyin, her resimde hayvanın ismini söyleyin ve çıkardığı sesi taklit edin. “Kedi, miyav miyav; Köpek, hav hav; Ördek ise vak vak”. Bunu ilk yaptığınız andan itibaren bu alışılmadık sesler bebeğinizin ilgisini çekecektir. Ve bunu düzenli aralıklarla yaparsanız, bebeğiniz yakın zamanda hayvanların çıkardığı sesleri sizinle birlikte taklit edecektir!
9. aydan 1 yaşa kadar havanın güzel olduğu bir gün bebeğinizi dışarı ya da balkona çıkarın (balkonunuz yoksa mutfağınıza ya da banyonuza götürün) ve sıcak suyla dolu geniş bir leğenin içine bırakın. Leğene banyo oyuncakları, ağzı açık plastik bir şişe, büyük bardaklar ve süzgeç gibi çeşitli nesneler koyun ve bebeğinizin etrafa keyifle su sıçratmasına izin verin. Bu oyunun sonunda muhtemelen her yer ıslanacaktır ancak suyla oynamak, bir kaptan diğerine su koymak ve yaklaşan herkese su sıçratmak onun için çok keyifli olacaktır!